Gündem

Yaz geldi klima satışları arttı: Fırsatçıların ‘oltalama’ tuzağına düşmeyin! Serinlemek isterken dolandırılmayın

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan klima satışının artışları klima satışında dolandırıcılık vakalarının artmasına sebep oluyor. Otalama tekniği denilen bir yöntemle bazı vatandaşların bütün hesabındaki parayı boşaltan fırsatçılara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyen avukat Cansel Erdoğan, özellikle ikinci el ilan sitelerinde yapılan alışverişlerde benzer vakaların yaşandığına vurgu yaptı.

Yaz ayarının gelmesiyle birlikte artan klima ihtiyacı bazı bölgelerde zaruri bir ihtiyaç haline geliyor. Serinlemek isteyen vatandaşlar daha ekonomik olması sebebiyle ikini el ilan sitelerini tercih ederken fırsatçılar bu sitede verdikleri sahte ilanla vatandaşları mağdur edebiliyor. Türkiye’nin yaz aylarında tartışmasız en sıcak illerinden olan ve zaman zaman da vatandaşların çeşitli yöntemlere başvurduğu Adana’da da klima satın almak isteyen vatandaşların mağdur edildiği biliniyor. Gözünü buraya diken fırsatçılar vatandaşları sahte ilanlarla ağına düşürüp çeşitli yöntemlerle dolandırabiliyor.

BENİM BAŞIMA GELMEZ DEMEYİN

Yapılan internet alış verişlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirmek için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar olduğunu belirten Avukat Cansel Erdoğan, Her yıl yaz mevsiminde yaşanan klima, derin dondurucu ve serinletici cihazlarına gösterilen ilginin dolandırıcılığı artırdığına dikkat çekti. ‘benim başıma gelmez demeyin’ diyerek vatandaşları uyaran Erdoğan konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İKİNCİ EL ÜRÜNLERDE 2 YIL GARANTİSİ

Günümüzde hemen hemen her sektörde hayat, dijital platformlar üzerinden yürümeye başlamış durumda. Özellikle pandemi sürecince, çokça alıştığımız internet üzerinden yapılan alışverişler de bunun en klasik örneği. Erdoğan, artık her sektörde bir e – ticaret firmasının bulunduğunu ifade ederek, ikinci el olarak satın alınan üründe bazı hak taleplerinin olduğunu aktardı. Erdoğan, ‘Özellikle klimalar, bilgisayarlar gibi 2.el ürün alan ve internet alışverişinde ayıplı, bozuk, hatalı ürün olarak mağdur olan kişilerin bilmesi gerekiyor ki satın alınan malın ayıplı çıkması durumunda, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 2 yıl içinde tüketicilerin, bedel iadesi, malın ayıpsız misliyle değişimi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarımı isteme hakları vardır. Tüketici dilediği hakkı kullanmakta serbesttir.” İfadelerine yer verdi.

KLİMA MAĞDURLARINA DİKKAT: TAZMİNAT HAKKI VAR

Ayrıca mesafeli yöntemle yapılan alışverişlerde, satıcı, cayma bildiriminin kendisine ulaşmasından itibaren 14 gün içerisinde tüketicinin ödemiş olduğu bedeli iade etmek zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, ‘Tüketici cayma bildirimini yönelttiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde satın aldığı malı iade etmek zorundadır. Ayrıca ayıplı malın verdiği zarardan dolayı tüketiciler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. Satıcı ayıplı mal ile ilgili seçimlik hakkı kullandırmazsa satın alınan ürünün değerine göre tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemelerine başvurarak hakkınızı kullanmanız mümkündür.” Açıklamalarında bulundu.

Erdoğan bunu yanı sıra internetten güvenli bir şekilde alışveriş yapmak ve böyle bir dolandırıcılığın mağduru olmamak için dikkat edilmesi gereken ve özellikle hassasiyet gösterilmesi gereken bazı noktalar bulunduğuna dikkat çekti.

GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE ALIŞVERİŞ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Erdoğan, ‘İnternet üzerinden alışveriş yapacakların, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen SSL sertifikası olan, 3D ödeme seçeneği olan ve sanal kartla da ödeme yapabilecekleri internet sitelerinden alışveriş yapmaları, dolandırılma ihtimalini azaltacaktır. İnternet alışverişlerinde sanal kart kullanılması gerçekten önemli çünkü sanal kartta, alışveriş öncesi limit istenilen şekilde belirleniyor ve alışveriş sonrasında da istenirse kapatılabiliyor. Üstelik şifre veya kart numarasının çalınma ihtimali, fiziki kredi kartına göre daha zor oluyor.

Dolandırıcı firmalar, genellikle kendi İBAN’larına ya da şahsi banka hesaplarına havale yoluyla ödeme istemektedirler. Belirtmek gerekir ki havale ile yapılan para transferleri, hiçbir şekilde iptal edilememektedir. Havale işlemi özelliği gereği, yapıldığı anda gönderilen paradır yani karşı tarafın hesabına anında geçmektedir.

Dolayısıyla herhangi bir dolandırılma halinde ödediğiniz paranın iadesi çok zordur, uzun ve meşakkatli bir hukuki süreç sizleri beklemektedir. Bu sebeple e-ticaret platformu dışında ödeme yapmayın. Girdiğiniz web sitesinin güvenli olduğundan özellikle de internet web adresinin “https” ile başladığından emin olun. Sizden e-ticaret platformu dışında ödeme yapmanızı istenirse dikkatli olun, ciddi bir dolandırılma tehlikesi ile karşı karşıyasınız demektir.” Açıklamalarına yer verdi.

PHİSHİNG ‘E YANİ OLTALAMA’YA DİKKAT!

Dolandırıcıların çeşitli yöntemlere başvurduğunu ve dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan Phishing yani oltalama sistemi denilen bir yöntemle kişilerin kimlik ve hesap bilgilerinin çalındığına vurgu yaptı. Oltalama sisteminin kimlik avı dolandırıcılığı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Kimlik avı dolandırıcılığı olan ve Phishing ya da Oltalama denilen bu yöntemde, kullanıcıya sahte ve hırsızlık amaçlı bağlantı gönderilerek alışveriş yapan kişinin, kimlik ve hesap bilgileri çalınıyor. Bu yüzden bilmediğiniz ya da emin olmadığınız bağlantılara tıklamamalısınız, e-postaları açmamalısınız. Bu dolandırıcılık yöntemi için dizayn edilmiş sistem, sosyal ağlarda da kullanılabildiğinden, tanımadığınız kişilerden hatta ve hatta yakın olduğunuz kişilerden gelen bağlantıları, ekleri dahi emin olmadan açmamanız gerekmektedir. Çünkü tanıdığınız, yakın olduğunuz kişinin de hesabı ele geçirilmiş olabilmektedir.” Dedi.

İKİ FAKTÖRLÜ KİMLİK DOĞRULAMASI YAPMAYI İHMAL ETMEYİN

Erdoğan, 2 faktörlü kimlik doğrulamasını etkinleştirmenin dolandırıcıları bertaraf etme yöntemlerinden biri olduğunu söyleyerek, “İnternet üzerinden yapacağınız herhangi bir işlem için özellikle de online alışveriş ve bankacılık işlemleri için 2 faktörlü doğrulamayı aktif hale getirerek şifreniz dışında telefonunuza gelecek bir doğrulama mesajı veya mail kutunuza gelecek bir e-posta ile de hesabınızı kötü niyetli kişilerin eline geçmesini engelleyebilirsiniz. Böylece de hem hesaplarınızın ve bilgilerinizin çalınmasını zorlaştırır hem de hesabınızın çalınması durumunda sizin yetkiniz olmadan o hesaba erişimi engelleyebilirsiniz.” İfadelerine yer verdi.

DOLANDIRILDIĞIMIZI ANLADIĞIMIZDA NE YAPMAMIZ GEREK?

Olası tüm tedbir almanıza rağmen böyle bir dolandırıcılığa maruz kalmanız halinde derhal ödeme yapılan banka ile iletişime geçmeli ve söz konusu işlem için bloke talebinde bulunmalıdır. Ardından da size en yakın karakola veya savcılığa giderek ilgililer hakkında şikâyetçi olmalısınız. Basit dolandırıcılık suçları uzlaştırmaya tabiidir. Basit dolandırıcılık suçu mağduruysanız şikâyetçi olduktan sonra dosyanız uzlaştırma bürosuna gönderilir ve uzlaştırma süreci başlatılır.

İnternet sitelerinden yapılan alışverişlerde, ürünün gönderilmemesi, satıcıya ulaşılamaması yani dolandırılma halinde hakem heyetleri ve tüketici mahkemeleri de başvurulabilecek hukuki müesseseler! Burada da yoğunluk sebebiyle süreçlerin çok uzun sürdüğü ve bu sebeple de mağduriyet yaşandığı bir gerçek!

Uygulamada çok bilinmeyen “Ters İbraz” sistemi de dijital dolandırıcılıkta mağduriyetin giderilmesine yönelik yöntemlerden biri! Ters ibraz başvurusu, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 120 gün içerisinde yapılabilir! Alışveriş yaparak parasını ödediği ancak ürünü teslim alamadığı hallerde mağdur tüketici, ödediği paranın iadesini bankadan talep edebilir. Kredi kartından mağdur- tüketicinin rızası dışında yapılan harcamalar için de bu yönteme başvurulabilir. Bankalar bu prosedürü işletmek zorundadır aksi takdirde tazminat sorumluluğu söz konusu olabilir.

Banka hesabındaki parası, bilgisi dışında çekilen kişinin, yapılan bu işlemde, üçüncü kişilerle işbirliği ile veya başka şekilde kusurlu davrandığı kanıtlanmadıkça, hesaptan çekilen tüm paradan bankanın sorumlu olacağına dair Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı da mevcut. Daire kararında, bankaların hesaplarda bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlamak zorunda olduğuna ve etkili bir güvenlik önlemi geliştiremeyen bankaların müşterilerinin mevduatından sorumlu olduğunu belirtti.