Borsa güne yükselişle başladı Borsa güne yükselişle başladı
Doğum, evlilik, terfi, spor müsabakalarındaki başarıları kutlamayı biliyoruz, ama küçük finansal başarılarımızı atlıyoruz. Finansal başarılarınızı, olimpiyatları kazanmış gibi kutlayın; küçük bir başarı olsa bile… Peki neden?

Genellikle başarısızlıkların üzerinde durup neyi yanlış yaptığımızı çözmeye çalışırız ve iyi giden şeyleri fark etmeyi ve bunları bilinçli olarak kutlamayı unuturuz. Oysa hatalar kadar başarılar da öğreticidir ve hatta iyi davranışı pekiştirir. “Kredi kartımla çok harcadım, meğer sosyalleşme problemlerim varmış. Şimdi bunun yerine evde yemek yapmaya başladım. Bunun için ilk kutlamaya ailemi davet ettim ve piramid pasta yapıyorum.”

Değiştirmek, elde etmek veya daha fazlasına sahip olmak istediğimiz her şeyin merkezinde başarı yatar. “Daha önce 10 bin lira biriktirmeyi başardım, yine başarabilirim,” dediğinizde kendinize olan inancınızı ve başarı tutumunuzu geliştirirsiniz.

Hedeflerinizi basamaklandırırsanız ve her bir basamağı çıktıkça başarınızı kutlarsanız bir sonraki basamağa ilerlemek için kendinize motivasyon sağlarsınız. Diyelim ki 100 bin liralık bir birikim hedefiniz var; ilk basamağınız ‘ilk 20 bini biriktireceğim’ demek olabilir.

Başarıyı kutladığımızda iyi hissetmemizin bir nedeni var: Beynimizdeki mutluluk kimyasalları… Dopamin, bir şeyi başarma ihtimalimizi hissettiğimizde veya başardığımızda beynimize salınır ve bu iyi hissettirir, bu yüzden daha fazlasını isteriz. Dopamini bağımlılık yaratan kötü alışkanlıklardan almak yerine buradan almak ve başarının daha fazlasını istemek iyi olmaz mı? “Bu ay hiç istek harcaması yapmadım, kendimle gurur duyuyorum. Bu para ile kendime yatırım hesabı açacağım.”

Başarılarınızın sevincini paylaşmak etrafınızdaki destek çemberini güçlendirir. Eşiniz, arkadaşlarınız, çocuklarınız, komşularınız, size kim destek olabilir, kim sizi yüreklendirirse onlara hedeflerinizden bahsedin ve başardıkça başarınızı haber verin (Dikkat: Başarınızla sizi gerçekten sevenler mutlu olur!).

Kutlama dediğimde aklınıza büyük organizasyonlar gelmesin. ‘Aferin, Özlem, sen bu işi yapıyorsun!’ diye kendinize bravo demeniz de bir kutlama, sevdiklerinizin sizi tebrik etmesi de, bir yemeğe çıkmanız da! Evde bir pasta veya uygun bir yerde anlamlı bir sohbet, kahve... Abartmadan ama tadına vararak...

Büyük hedefler tamam, esas küçük hedeflere bir bakalım…

The Economist, ‘Olimpiyatlardaki Başarıyı Ne Belirliyor?’ başlıklı bir içerik yayınladı. Onu da size aktarmak istiyorum: Olimpiyat başarısı madalya sayısıyla ölçülünce Amerika bu alanda önde. 2000’den bu yana, Yaz Olimpiyatları’ndaki tüm madalyaların yüzde 11’ini kazanmış. Onu yüzde 8 ile Çin ve yüzde 7 ile Rusya takip ediyor. Amerika’nın zafer serisi bu yıl da devam ediyor gibi. Paris’te, yaklaşık 1000 madalyadan 115’ini alması öngörülüyor. Peki, bu başarının arkasındaki formül ne? Cevaplardan biri para. Zengin ülkeler spor tesisleri ve koçluk için daha fazla yatırım yapabilirler. Bir ülke, küresel GSYİH’daki (gayri safi yurt içi hasıla) payını yüzde 2 artırdığında, olimpiyattaki madalya payı üç puan artar. Peki, sahayı GSYİH’ye göre düzenlersek ne olur? Jamaika adası en üste çıkıyor ve Amerika 50’nci sıraya kadar iniyor. Her 100 milyar dolarlık GSYİH için Jamaika 69 madalya kazanıyor. Nüfus büyüklüğüne göre de teoride, daha kalabalık ülkelerin daha geniş bir yetenek havuzuna sahip olması gerekiyor. Ancak bu her zaman böyle olmuyor. Madalya sayısını milyon kişi başına düşen madalya sayısıyla ayarladığımızda, Hindistan milyon kişi başına yalnızca madalya sayısında sonuncu olurken, Jamaika yine en üst sırayı alıyor. Olimpiyat başarısını ölçmenin mükemmel bir yolu yok, ancak bu ölçümler bazı ülkelerin neden daha iyi performans gösterdiğine dair bir fikir veriyor.