Bodrum-Didim feribot seferleri bir ay erken iptal edildi Bodrum-Didim feribot seferleri bir ay erken iptal edildi
17 – 18 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek FED toplantısının ardından piyasaların ana gündemlerinden biri Kasım ayı ABD seçimleri olacak.

Yatırımcılar, 2024 ABD başkanlık seçimleri yaklaştıkça sonuçların ekonomiyi ve finansal piyasaları nasıl şekillendirebileceğine odaklanıyor. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump ve Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris; vergi, hükümet harcamaları ve tüketici davranışları gibi kilit alanları etkileyebilecek farklı politika yaklaşımlarına sahip.

Garanti BBVA Yatırım'dan Uluslararası Piyasalar Araştırma Birim Müdürü Cem Tözge, seçimlerle ilgili Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump ve Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris'in kazanması durumun oluşacak iki farklı ihtimali içeren bir analiz paylaştı.

İşte o analizden öne çıkan detaylar;

"Kamala Harris ve Donald Trump arasındaki yarışta en önemli anlardan biri bugün yaşanacak. İkili arasında gerçekleşecek televizyon münazarasının 90 dakika sürmesi bekleniyor.

Pozitif Etkileri

Yatırım bankalarının genel görüşüne göre, Trump yönetimi ABD hisse senetleri için pozitif bir ortam oluşturabilir. Analistler, özellikle düşük kurumlar vergisini sürdürme ve deregülasyona devam etme taahhüdünü, piyasaları destekleyici faktörler olarak öne çıkarıyor. Trump'ın vergi konusundaki yaklaşımının, 2018 Vergi İndirimleri ve İstihdam Yasası (TCJA) ile atılan temel üzerine devam edeceği düşünülüyor.

TCJA'nın uzatılması için baskı kurulacağı ve kurumlar vergisi oranını rekabetçi %21 seviyesinde tutacağı tahmin edilmekte. ABD’nin iş yatırımları için cazip bir ortam oluşturacak politika; ekipman, mülk ve araştırma yatırımları için vergi teşviklerini koruyarak özellikle sermaye yoğun sektörlere fayda sağlayacaktır. Bu senaryo altında sanayi, bankalar, sermaye piyasaları, enerji ve hizmet gibi sektörlerin öne çıkması beklenmektedir. Trump’ın, daha fazla vergi indirimi yapılmasını savunabileceği ihtimali de mevcut. Ancak bu tür öneriler, Kongre'nin yapısına bağlı olarak dirençle karşılaşabilir.

Trump yönetimi altında tüketici güveni, özellikle düşük vergilerden faydalanacak olan orta ve üst gelir grupları ile güçlü kalabilir. Güven ile güçlenecek tüketici harcamaları; perakende, emlak ve ihtiyari mallar gibi sektörleri destekleyebilir.

Potansiyel başkanın, hükümet harcama önceliklerini; altyapı, savunma ve aile oluşumunu artırmaya yönelik girişimlerde odaklaması bekleniyor. Federal topraklarda “Özgürlük Şehirleri” inşa etmek ve hava ulaşımına yatırım yapmak gibi önerileri; altyapı geliştirme ve teknolojik yenilik yoluyla ekonomik büyümeyi teşvik etmek için tasarlanmıştır. Bu yaklaşım havacılık, savunma ve inşaat gibi sektörlere önemli bir destek sağlayabilir.

Negatif Etkileri

Trump başkanlığının potansiyel riskleri de göz ardı edilmemeli. Özellikle Çin ile ticaret konusundaki agresif tutum ve göçmen politikaları; emek yoğun endüstriler ve önemli ölçüde uluslararası maruziyeti olan şirketler için ters rüzgarlar yaratabilir. Yeni gümrük tarifeleri ve ticari engeller, tedarik zincirlerini bozabileceği gibi maliyetleri de artırabilir. Ayrıca tüketim mallarında olası fiyat artışlarını tetikleyerek, satın alma gücü ve genel tüketici harcamalarını düşürebilir. Potansiyel riskler, vergi indirimleri ve deregülasyondan elde edilen kazanımların bir kısmını kaybedilmesine sebep olabilir.

Pozitif Etkileri

Harris'in, düşük gelirli hanelere yönelik devlet desteğini artırma ve uygun fiyatlı konutlara yatırım yapma planları mevcut. Kaynakların bu alanlara yönlendirilmesi, özellikle düşük gelirli hanelerde gerçekleşecek tüketim talebinin arttıracak. Yapılan yatırımlar perakende, gayrimenkul ve tüketici hizmetleri sektörlerine destek olabilir.

Adayın; çocuk bakımı, eğitim, sağlık hizmetleri, temiz enerji altyapısı gibi sosyal eşitlik ve çevresel sürdürülebilirlik programlarına yönelik harcamalara öncelik vermesi muhtemel. Düşük gelirli haneleri destekleyen ve yeşil enerjiyi teşvik eden alanlarda artacak devlet harcamalarının temel tüketim malları, kamu hizmetleri ve temiz enerji gibi sektörlere fayda sağlayabilir.

Harris, seçim çalışmaları kapsamında geçen hafta New Hampshire eyaletinde yaptığı konuşmada, küçük işletmeler için vergi teşvik planını anlattı. Küçük işletmelerin ülke ekonomisi için önemine işaret eden Harris, başkan olduğunda en büyük önceliklerinden birinin ABD'deki küçük işletmeleri güçlendirmek olacağının altını çizdi.

İlk başkanlık döneminin sonunda 25 milyon yeni küçük işletme başvurusu görmek istediğini ifade eden aday, bunun gerçekleşmesi için yeni işletme kurma maliyetini düşüreceklerini bildirdi. Ayrıca girişimler için mevcut vergi indiriminin 5 bin dolardan 50 bin dolara çıkarmayı planladığını da söyledi. Harris, mevcut küçük işletmelerin büyümesine de yardımcı olmayı hedeflediğini ve genişlemek isteyen küçük işletmelere düşük faizli veya faizsiz krediler sağlayacaklarını söyledi. Adayın seçilmesi durumunda Russell 2000 küçük sermayeli hisse senetleri pozitif ayrışabilir.

Negatif Etkileri

Analistlere göre, Harris döneminde daha yüksek kurumlar vergisi ve daha fazla düzenlemeler gerçekleşecek. Bu durumdan, özellikle vergi politikası ve düzenleyici incelemelerindeki değişikliklere duyarlı olan teknoloji, finans ve biyofarma gibi sektörler negatif etkilenecekler.

Harris'in sosyal eşitlik ve çevresel sürdürülebilirliğe odaklanması, işletmelere yeni yükler getirerek kar marjlarını azaltabilir ve sektörlerdeki yatırımları yavaşlatabilir. Harris'in vergi önerileri ise; özellikle şirketler ve varlıklı bireyler için daha yüksek vergi sinyalleri veriyor.

Analistler, iki meclisli bir Harris yönetiminin, düşük kredi yardımlarını ve sosyal harcamaları finanse edebilmek için muhtemelen %25-28'e yakın bir vergi oranı ve daha yüksek uluslararası vergi uygulamasına gideceğini düşünüyor.

Bireysel vergi mükellefleri için Harris'in planları arasında; yüksek gelirlilerden alınan vergilerin artırılması, sermaye kazançlarına uygulanan politikanın değiştirilmesi ve büyük mülklere daha yüksek vergi uygulanması yer alıyor. Varlıklı bireyler üzerindeki daha yüksek vergi potansiyeli, tüketiciler için daha yüksek maliyetlere yol açabilir ve potansiyel olarak artan devlet harcamalarından elde edilen kazanımların bir kısmını telafi edebilir. Ayrıca bu değişiklikler varlıklı bireylerin harcanabilir gelirlerini azaltarak tüketimlerini ve borsaya yatırımlarını azaltabilir."

Kaynak: Garanti BBVA Yatırım

Düzenleyen: Borsamatik