Mimarisi, Doğası, İnsan Dokusu ve İlginç Gar Hikayesiyle Meriç’in Karşı Tarafında Bir Kasaba Mimarisi, Doğası, İnsan Dokusu ve İlginç Gar Hikayesiyle Meriç’in Karşı Tarafında Bir Kasaba
Sanatçı elbette duyarlı, toplumu anlayabilen ve üreten kişidir. Ancak sanatı genelde sanat için, kendi duygularının dışavurumu, bir yansıması olarak da yapar.

Hiç unutmam, bir gün, ünlü bir sanatçının atölyesindeyim. Sabah vakti, boş tuvalin karşısında iken soruverdim kendisine, "Eserin nasıl ortaya çıkıyor?" diye.

Söyledikleri, mealen, aklımda kaldığı kadarı ile böyle idi, birebir olmamakla beraber. Duyguların tuvale yansıması, notalara yansıtılan toplum duyarlılığı, protest duygular olabileceği gibi, sadece kendi iç dünyasından akan, başlı başına bir sanat eseri de olabilir, sanat için sanat, denildiği gibi.

Bazı dönemler vardır, tarihin akışı içinde, insanlığı etkilediği gibi, duyarlı sanatçıları da toplum adına protest yazılara, şarkılara yönlendirebilmektedir. Bunlardan biri, İspanya iç savaşlarının acılarını yansıtan, hemen herkesin sevdiği, "Rodrigo’nun Gitar Konçertosu"dur. İşbu konçerto, altı yüz bin kişinin öldüğü bu iç savaşı, cephelerde faşizme karşı direnen devrimcilerin umutlu coşkusunu ve sonrasında yönetimi ele geçiren diktatör Franco'nun kendi halkına yaşattığı acıları ve yaptığı zulümleri anlatmaktadır.

Aslı üç bölüm olan, ama bizim yaygın olarak ikinci bölümünü bildiğimiz eseri Rodrigo’nun Türk eşi, piyanist Victoria Kamhi 1938’de notaya geçirmiş ve böylece eserin ilk taslağını oluşturmuştur. 1939’da tamamlandıktan sonraki ilk icrası ise İspanya İç Savaşı sonrası Barselona’da gerçekleşmiştir.

 Joaquín Rodrigo Vidre (1901 – 1999), henüz üç yaşında iken difteriye yakalanır ve görme yetisini kaybeder. Sekiz yaşında solfej, keman ve piyano eğitimine başlar, sonunda piyano virtüözü olur. Birçok klasik müzik eseri yazar ve uluslararası ün kazanır. Ancak tüm dünya Rodrigo'yu, Concierto de Aranjuez (Rodrigo'nun Gitar Konçertosu) adlı eseriyle tanır. Erken yaşta kör olmasına rağmen büyük başarılar kazanır. Rodrigo, 1929’da tanıştığı Victoria Kamhi ile 1933’de evlenir.  

Victoria Kamhi (1905 – 1977).

Rodrigo “İstanbullu ışığım” dediği Victoria ile 1972’de Ankara ve İstanbul’da konserler verir.

Rodrigo’nun gitar konçertosu benim yüzlerce kez dinlediğim, bu satırları okuyanların da, "Evet, ben de!" diyeceğini düşündüğüm, her seferinde bana binbir duygular yükleyen doyumsuz bir bestedir.

Bu yazıyı yazmama neden olan da bu konçerto eşliğinde kurgulanan on dakikalık bir kısa filmdir. Bir kadının trenden inişi, Nazilerce karşılanışı(!) ve sonrası…

İlgi gösterenler için işbu kısa film yazı sonunda.*

1970’ler sosyal ve politik huzursuzlukların tarihe damgasını vurduğu çalkantılı bir dönemdi. Dünyanın dört bir yanından insanlar savaş, sivil haklar ve cinsiyet eşitliği gibi sorunlarla uğraşırken müzik, muhalefeti ifade etme ve değişime ilham verme konusunda güçlü bir araç haline gelmişti. Özellikle protesto şarkıları dönemin kültürel manzarasının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Bob Dylan'dan Joan Baez'e kadar pek çok sanatçı, müziklerini, fikirlerini dile getirmek ve adaletsizliğe karşı bir araya gelmek için bir platform olarak kullandı.

Dönemin ikonik protesto şarkıları arasında Bob Dylan'dan "Blowin' in the Wind", Edwin Starr'dan "War" ve Crosby, Stills, Nash & Young'dan "Ohio" yer alıyordu.

“Barışa Bir Şans Verin” ve “Üstesinden Geleceğiz” gibi protesto şarkıları, barış ve sivil haklar hareketleri söz konusu olduğunda birleştirici çığlıklara dönüşmüştü. Bu şarkılar bugün dahi yankı bulmaya devam ediyor ve bize, müziğin değişime ilham verme gücünü hatırlatıyor.

John Lennon’un barış ve birliğin marşı haline gelen “Imagine” şarkısı hala günümüzün unutulmazları arasında değil midir? Yine John Lennon’un “Give  Piece a Chance” ve Joni Mitchell’in “Big Yellow Taxi"si de protest şarkılar arasında kabul edilir.

Aslında protest sanat, siyasi ve toplumsal içerikli lirik yapısı ile muhalif bir görüşü dile getiren müzik türüdür. Yerelden evrensele uzanabilecek bir bakış açısına sahip olabilir.

Türk protest müzik alanında birçok sanatçımız bulunmaktadır. Bunlar arasında ilk akla gelenler, Cem Karaca, Zülfü Livaneli, Selda Bağcan, Ahmet Kaya, Kaan Tangöze (Duman), Grup Yorum, Edip Akbayram, Kazım Koyuncu, Cahit Berkay olsa da daha nicelerini de sayabiliriz.

Noktayı Imagine ile koyalım.

“Sanat, günlük hayatın tozunu ruhtan temizler.” Picasso

*Kısa film

 

13 Temmuz 2024

Heybeliada